Mayıs 13

Türkiye’de Ateizmin Başlangıcını Oluşturan 2 Dernek


İki grup Türkiye’de organize olmuş ateizmin başlangıcını temsil ediyor
İki kuruluş Türkiye’de dindar olmayan vatandaşlar için bir çıkış noktası oluşturmaya çalışıyor.

İki ateist kuruluşun oluşumu, grubun dinin toplumdaki rolünü azaltmayı isteyen vatandaşlar için bir ortam sağladığı düşünüldüğünde, Türkiye’deki dini tolerans açısından bir dönüm noktası oluşturuyor.

2013 yılı Mayıs ayında kurulan Ateistler Konseyi ülkede türünün ilk örneği bir kuruluştu. Grup yakın zamanda adını Ateistler Derneği olarak değiştirdi.

Diğer grup olan Ateizm Derneği bu konuda devlet tarafından resmen tanınan ilk dernekti.

Her iki kuruluş da agnostikler gibi dinin kapsamı dışındaki diğer algılara karşı açık olduklarını söyledi.

OZGURphoto1-800_550
Ateizm Derneği üyeleri grubun Kadıköy’deki ofisi önünde. [Özgür Öğret/SES Türkiye]

Gruplar, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) otoriter manevralar yapmakla eleştirildiği bir dönemde ortaya çıktı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ateizmi defalarca eleştirdi ve tanınmış iki ateist, müzisyen Fazıl Say ve yazar Sevan Nişanyan hakkında geçen yıl “dini aşağıladıkları” ifadeleri nedeniyle dava açıldı ve suçlu bulundular.

Ancak, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin yakında zamanda gazetecilere yaptığı bir açıklamada, ateist faaliyetin toleransın bir delili olduğunu söyledi.

“Birkaç gün önce gazetelerde Ateizm Derneği’nin, İstanbul Valiliği Dernekler Masası’nın onayıyla kurulduğunu okudum. Bunun da Türkiye’de özgürlük alanının başkalarının yaşam tarzına müdahale edilmediği zaman nasıl geliştiğini göstermesi bakımından önemli olduğunu düşünüyorum” dedi Şahin.

Ateizm Derneği üyeleri, grubun basında eleştirildiğini ve Ateistler Derneği üyeleri, aynı tepkiyi beklediklerini söylüyor. Her iki grubun da üyeleri, hükümetin muhafazakar tutumunun, ateistlerin organize olmaları ve haklarını savunmaları ihtiyacını doğurduğunu ifade etti.

OZGURphoto2-800_550
Ateistler Derneği üyeleri “dini baskıyı azaltmayı” amaçlıyor. [Özgür Öğret/SES Türkiye]

Ateistler, Diyanet İşler Başkanlığı için ödenen vergilerden rahatsız olduklarını söylüyor. İslam’ın yaşanmasını denetleyen bir devlet kuruluşunun varlığının, anayasanın laiklik maddesinin tam olarak uygulanmadığı anlamına geldiğini sözlerine ekliyorlar.

Ancak, gruplardan hiçbirinin Diyanet İşler Başkanlığı’na ilişkin resmi bir tavrı bulunmuyor, çünkü her ikisinin de üyeleri, söz konusu kurumun yeniden biçimlendirilmesi ya da tamamen kaldırılması konusunda bölünmüş durumdalar. Gruplar, çocuklar için dini eğitim olmaması gerektiği konusunda hemfikir. Ancak zorunlu din ders okullarda veriliyor ve AKP buna iki seçmeli din dersini ekledi.

Ateizm Derneği kurucusu Onur Romano, “ateist” kelimesinin Türkiye’de bir aşağılama ifadesi olarak kabul edildiğini söyledi. Grup bunu değiştirmeyi ve inanç ve ifade özgürlüklerini kullanmada maruz kaldıkları hak ihlalleri, aşağılamalar ve şiddet konusunda ihtiyaçları olduğunda, ateistlere destek sunmayı amaçlıyor.

Hedeflerinden bir tanesi Türkiye’de ölülerin yakıldığı aktif bir krematoryuma sahip olmak ve uzun vadede hükümeti ateistler için İslami defin işlemini empoze etmemesi konusunda ikna etmek.

Ateistler Derneği’nden Akın Özkan, Dilaver Koman ve Emel Güneş Budak daha katı bir duruşa sahip.

“Dine karşı mücadele olmazsa laiklik mücadelesi olmuyor” dedi Koman.

Ateistler Derneği üyeleri, bir demokraside inkar edilemeyecek olan inanmama haklarını kullanma niyetinde. Grup İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da organize olmuş ve genişlemeyi planlıyor. İlk dört sayısıyla 8.000 bireysel ziyaretçi alan aylık bir internet dergisi yayınlıyor ve resmen tanındıktan sonra dergiyi bastırmayı planlıyorlar.

İki kuruluş Tanrının varlığına inanmama konusunda farklı duruşa sahip. Romano, Ateizm Derneği’nin “misyoner faaliyeti” gerçekleştirmek istemediğini söylüyor. Grubun kapısı ateizmi öğrenmek isteyen herkese açık olsa da, “‘Hedefiniz tüm Türkiye’yi ateist yapmak mı’ derseniz hayır, öyle bir hedefimiz yok” dedi.

Ateizm Derneği dinin günlük hayata ya da siyasete müdahalesine karşı, ancak organize olmuş dine karşı mücadele etmeyi amaçlamıyor. Grup aynı zamanda, inancına bakmaksızın, din tarafından baskı görmüş herkes için var olduğunu söylüyor.

Ateistler Derneği’nden Budak “Temel olarak bizim faaliyetlerimiz ateizmin felsefi savunusunu yapmak değildir bu ülkede; dinlerin kurumsallaşmasına ve diğer dinden, mezhepten olanlara, dinsiz olanlara baskı uygulanmasını engellemek” dedi.

Ateistler Derneği Türkiye’de “dinci baskıyı geriletmek” amacında.

Ateistler Derneği İslam’ı ülkenin hakim dini ve baskı faktörü olarak görüyor. Koman, grubun insan hakları destekçisi olduğunu ve bu yüzden herkesin haklarının ihlaline karşı olduğunu söyledi.

Kuruluşlar politika konusunda da farklı görüşe sahip.

Ateizm Derneği grup içerisinde siyasete hoş bakmıyor. Siyasi yelpazenin sağ ve sol tarafından, hatta en uçlardan bile herkese kapıları açık, ancak Romano bu kişilerin ideolojilerini kapının dışında bırakmaları gerektiğini söyledi.

Romano “Biz salt ateizm çatısı altında toplanan bireyleriz. Hedefimiz bu olmalı” dedi.

Ateistler Derneği, farklı siyasi görüşlere sahip kişiler tarafından kurulmuş olmakla beraber, genellikle solcu. Grup, siyasi duruşu olduğunu savunuyor, ancak Özkan grubun tek bir siyasi parti ya da hareketle bağlantılı olmadığını söylüyor.

Özkan “Aslında bu bir siyasi oluşumdur. Bizim bir araya gelmemiz de bir siyasi adımdır” dedi.

Koman, Ateistler Derneği’nin komünizm karşıtı ve liberal üyeleri olduğunu ve ateist oldukları sürece siyasi sağ kanattan herkese kapılarının açık olduğunu sözlerine ekledi. Grubun henüz sağ eğilimli üye çekemediğini söyledi.

SES Türkiye’ye konuşan İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan, ateistlerin görüşlerini açık şekilde ifade etmelerinin tehlikeli olabileceğini söyledi.

“Türkiye maalesef hâlâ klasik ideolojik ulus devlet formatını yırtıp atabilmiş bir devlet değil. Bu ulus devlet hem Türk etnisitesine, hem de Sünni Müslüman din anlayışının devletleştirilmiş biçimine dayanıyor” dedi Türkdoğan, Diyanet İşleri Başkanı’ndan bir alıntıyı örnek göstererek.

Türkdoğan, “Türkiye’de böyle iki derneğin kurulması ve ateistlerin açıkça ateist olduklarını açıklamaları, aynı zamanda pozitif bir gelişme olarak da görülebilir” diyerek devam etti konuşmasına. “Burada devlete düşen görev, bu insanların güvenliğini bir şekilde sağlamaktır.”

Türkdoğan, ülkenin kanunlarının inançlarla ilgili ayrımcılık konusunda sadece inançla ilgili olduklarını, ancak ruhani bir inanca sahip olmayanların da dikkate alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

Türkiye’de iki ateist kuruluşun ortaya çıkmasının önemi nedir? Düşüncelerinizi yorumlar kısmında paylaşın.

Kaynak:
http://turkey.setimes.com/tr/articles/ses/articles/features/departments/society/2014/05/08/feature-01